12 Aralık 2020 Cumartesi

GÖÇ - H. YILDIRIM AĞANOĞLU

Göç " kelimesini nerede ve ne zaman duysam, hemen aklıma " dram " kelimesi gelir. Çünkü, göç hadisesi hangi millet ve din mensubunun başına gelirse gelsin, yaşanılan trajik olaylar bir insanlık dramına eşdeğerdir, aslında. Bu öyle bir dramdır ki, yıllar geçse de göç esnasında gelişen hadiseler, yaşayan insanların hafızalarından silinmemekle birlikte, onarılmaz yaralara da sebebiyet verir.


Ne acı bir hakikattir ki evim, ocağım dediğin vatanından sürülmek! Bilmediğin tanımadığın yabancı diyarlar da sil baştan, yeniden var olmaya çalışmak! Yazarın da biz okurlara bahsettiği gibi Rumeli 'den Anadolu'ya olan göçler, Avrupa Tarihinde son üç yüzyıldır görülen en büyük felaketlerden olması hasebiyle hatıralarımız da hala canlılığını yitirmez! Bir insana zorla yaptırılan fiili yaptırımların başında belki de en haysiyetsiz, en merhametsiz olanı göçe zorlanmaktır. Yazarın muhacir olan anne babasına ithaf ettiği bu kitabı, bir muhacir çocuğu olarak okumanızı tavsiye ederim. Benim ebeveynlerim de, daha üç yaşındaymışlar bu topraklara geldiğinde! Yaşadıkları travmalar bir masal anlatılır gibi, anlatıldı bizlere! Halen annemin doğduğu topraklar olan, Bulgaristan'ın Şumnu bölgesi gönlüne düştüğünde gözleri dolar. Aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen, annemin gözyaşlarını gördükçe benim, canım yanar!


Yazarın bilimsel verilere dayanarak, hazırlamış olduğu ayrıca, yaşanılan rezilliği ve dramı belgelercesine fotoğraflarla zenginleştirdiği kitap okunmalı!...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KIRIM