17 Aralık 2020 Perşembe

ANAYURT OTELİ - YUSUF ATILGAN



Ah! Zebercet!... 

Karabasan gibi çöktün, dünyama!
Saatlerdir, düşünüyorum...
Neden, okunur bunca kitap!
İç özgürlüğü mü, bu? Yoksa düşüncede sınırları aşmak mı?

Hiçbir zaman; açıkça söze dökemediğim düşüncelerim, hislerim, sorunlarım ruhumda saklı.
Hükümler beynimin dehlizlerinde, kilitli.

Okumak; onlara iltica etmektir, belki de tek parça teselli!...

Kitabı okudum mu yoksa ruhum mu tükendi, bilmiyorum.
Allah'ım, ne geçmek bilmeyen bir zaman dilimi!
Karabasan kalın bir sis tabakası gibi yüreğime çöktü, sanki. Kitabı yarım bırakmamak için kendimle savaştım, adeta.

Eserden ziyade müessir mi, mühim?
Yoksa müessir den ziyade eser mi? 

İlk defa bir eser varlığıma olumlu yönde tesir etmedi! Salt özümde ki varlığımı tutuşturup, alevlendirmedi! Bilâkis müthiş yitik hissediyorum, kendimi.

Bazen benzer kitaplar okuyoruz fakat farklı anlamlar yükleyerek.
Bu kadar okuyanı çok olan bir eserin tesir ettiği bir şeyler vardır, belki de!
Varlığıma, tesir etmeyen...



ROMAN VE HİKÂYELERDE KLASİK İNCELEME METODU UNSURLARI


1- ANLATICI VE BAKIŞ ACISI

Anlatım, bilinç akışı tekniği. 

Üçüncü tekil şahıs ağzıyla aktarılan hadiseler, karakterin düşünme eylemini olduğu gibi iç diyaloglar halinde betimlemeler arasına serpiştirmiş.

2- ZAMAN

Eylül 1922 yılında Yunanlılar giderayak kasabayı ateşe verirler. Eskiden zengin bir Rum ailesi oturduğu için yanmadan kalmış yapılardan biri olan üç katlı eşref konağı, yangından sonra İzmir'e yerleşen Keçeciler'in Rüstem Bey tarafından otel olarak işletmeye başlanır.

3- MEKÂN

Kasaba, otel.

4- OLAY ÖRGÜSÜ

Geçmiş ve gelecek arasında şekillenir.

5- KARAKTERLER VE KARAKTERİZASYON

Zebercet Gezgin:  Yaş- 33 / Boy-1.62  /  Kilo-54 Başı bedenine göre büyükçe, alnı geniş; saçları, kaşları, gözleri, bıyığı koyu kahverengi. Yüzü kuru, biraz aşağı çekik. 

İlkokulu bitirdiği yaz annesi öldü! Sekiz yıl sonra askere gitti ve geldikten iki ay sonra 63 yaşında babasını kaybetti.

Haşim Bey'in ortanca kızının oğlu.

Ahmet = Zebercet

Zeynep: Ortalıkçı Kadın. Yaş 35, saçları kumral, gözleri koyu mavi. Yüzü uzun, burnunun ucu kalkık, ağzı büyükçe, biraz dişlek, dudakları kalın. Orta boylu, balık etinde; bacakları az eğri.

Gecikmeli Ankara treni ile gelen kadın: Yaş 26, uzun boylu, göğüslü. Saçları gözleri kara. Kaşları biraz alınmış. Kirpikleri uzun. Burnu sivri, dudakları ince. Yüzü gergin, esmer. 

Mahmut Görgün: Emekli subay olduğunu söyleyen adam. Orta boylu, tıknaz. Saçları oldukça kırarmış. Yeşil gözlü, gür kaşlı. Yüzü etli, dudakları ince

Kedi: Erkek, kara. Zebercet'in döneminde ikinci kedi. İki gece otelde kalan, çantasında hep birkaç atkestanesi bulunan, uzun boylu genç kız adın Karamık koymuş. Ölümü Zebercet'in elinden olur.

MelikAğa: Rüstem Bey'in dedesi Keçeci Zade Malik Ağa.

Rüstem Bey : Keçeci

Faruk: Rüstem Bey'in kardeşi. Yengesine tutulduğu için 17 yaşında intihar etmiş.

Faruk Keçeci: Dayısının oğlu

Haşim Bey: Rüstem Bey'in babası.

Nebileanım: Haşim Bey'in karısı

Meserret Hanım: Haşim Bey'in büyük kızı eşeğinin adı, Düldül.

Fatih Sultan Mehmet'in kır at'ının adı, Serdar.


DİĞER KARAKTERLER

Kadriye (Kalfa), Kürt Muhittin (Sınıfın büyüğü), Ahmet Efendi (Nüfus kâtibi), Çalık Ali ( Zeynep'in dayısı), Recep Çavuş, Saliha ve Ahmet Alakaş, Saide ( Öğretmen hem de annesinin ismi), Baytar Bey, Ömer, Kara Mustafa, Lütfiye Molla, Hasan Efendi (saatçi), Nail Bey, Fatmanım, Ahmet Kuruca, Fatma Kuruca (Ahmet Kuruca'nın anası), Emine, Hacı Zeynel Ağa, Ferhundanım, Hikmet Usta (kunduracı), Ramazan Usta ( Kunduracı Hikmet Usta'nın babası), Misçi Kerim, Cevdet, Hekim Stavro, Leblebici Hafız, Hacı Şerif, Karakış İhram, Hasan, Enver Paşa, Halil Onbaşı, Tahsin Bey (horoz dövüştüren), Nazlı İbo, Çakır Hasan, Arif, Nureddin, Sarı Ali, Abdülkerim Çelebi, Mehmet Ağa, Halvetî Şeyhi İsmail Ağa, Semra, Orhan, Ekrem ( Yaş:17)


6- DİL VE ÜSLUP

Yalın bir Türkçe.

7- ANA FİKİR VE YARDIMCI FİKİRLER

Çocukluğunda yaşadığı hadiselerin travmalarından kurtulamayan Zebercet'in, dürtülerin kurbanı olup yaşadığı çevreden kendini soyutlayarak, yalnız yaşama çabası.

Qqq11qq1


Zebercet'in kendine ithamı.

" Beni tanıdın mı? " diye, sordu.

" Eskiden görmüş gibiyim ya tanıyamadım. "

" Alığın biri "  dedi, alçak sesle.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KIRIM